Evet... Elimde olmayan sebeplerden kaynaklanan kısa bir aradan sonra yine karşınızdayım. Kitaba geçmeden önce, iki-üç kişi okuyor topu topu diyip duruyordum ama takipçim olmayan, arkadaşımın arkadaşı yorumda bulunmuş, Ezgi hanıma teşekkür ediyorum :)
Biraz Ballard'dan bahsedeyim sizlere. Kendisini ben de bu kitapla tanımış bulundum. Kendisi 1930da doğmuş, hala hayatta olan bir yazardır. Ballard Şangay'da doğmuş. Japonlar Şangay'ı işgal ettikten sonra ailesiyle birlikte toplama kampına gönderilmiş ve birkaç yılını orada geçirmiş. Savaştan sonra İngiltere'ye gitmiş.
Ballard'ın kitaplarında bir "dystopia" (utopia'nın tersi) teması hakim. Bu da şu demek: ütopik bir toplumun karakterleri sayılan uyumluluk, yücelik, mükemmelliğin aksine Ballard'ın kitaplarında insanlığın sefaleti, içine düştüğü çürüme, şiddet, hastalık hakim durumda.
Çarpışma da tam olarak distopyaya uygun düşen tarzda bir kitap. Öncelikle söylemeliyim ki, bu kitabın birçok insanı rahatsız edeceğini, filmdeki sahneler yüzünden yarısında çıkan seyirciler benzeri "kitabı yarıda bırakma" eylemi yaratabileceğini düşünüyorum. Bunu söylememin sebebi Çarpışma'nın türünün belki de tek örneği olması ve teknoloji-şiddet-cinsellik üçlüsünü harmanlaması. Kitabın içindeki bazı betimlemeler insanın normallik anlayışını zorlayacak derecede. Bana kalırsa böylesi bir tarz gerekli ve yararlı, ama sizi bilemem tabi.
Kitabın konusuna gelince. Ballard'ın kendi ismini James Ballard isimli baş kahramanımızın dilinden ilerliyor kitap. Normal bir modern insan olan, Catherine isimli karısıyla yozlaşmış, iki tarafın da birbirini aldatıp durduğu bir evlilik yürüten James bir akşam büyük bir otomobil kazası geçiriyor ve bir adamın ölümüne sebep oluyor. Böylesi bir kaza James'in hayata ve topluma bakışını kökünden değiştiriyor. Kazadan sonra tanıştığı, araba kazaları ve bunların cinsel imgeleri konusunda sapkın ve takıntılı görüşlere sahip Vaughan'ın etkisiyle, araba kazalarına bağımlı hale gelen, araba objesine karşı büyük cinsel uyarılmalar duyan bir kişi haline dönüşmeye başlıyor yavaş yavaş. Dahası karısı Catherine ve kitapta tanıdığımız başka başka kişiler de (James'in öldürdüğü adamın karısı olan ve bir süre sonra James ile cinsel ilişkiler yaşamaya başlayan Helen de dahil) bu yola çekiliyorlar.
Çarpışma, biraz önce bahsettiğim gibi, alışık olmadığımız tarzda imgelerle dolu. Sadece arabalarda cinsel arzular duyabilen insanlar, bile bile araba kazası yapan kişiler, ünlüleri araba kazası yoluyla öldürme arzuları, çevreyi ve dünyayı arabalarla birleştirerek algılama ve dahası. Sanılmasın ki bütün bunların yarattığı kakafoni amaçsız ya da "aykırı kitap yaratma" amacıyla ortaya konmuş bir şey. Aksine Ballard'ın verdiği bir mesaj var.
Ballard'ın Çarpışma'da üstüne düştüğü tema insanın ürettiği teknolojilerin onun hayatına hükmetmeye başlaması ve insan elinden çıkma ürünlerin insan hayatını yoketme gücüne kavuşması. Ballard'a göre insanın bugünkü doymakbilmezliği geleceği yokediyor ve her isteğimizin, her arzumuzun doyurulduğu, gerçek olmayan ama gerçek diye bize sunulan bir dünyanın içinde yaşıyoruz. İşte böylesi bir dünyanın içinde teknoloji ve onun ürünleri bizi her yönden, ışıltılı, erotik, arzulara hitap eden yöntemlerle çağırıyor. Ballard'a göre, Çarpışma'nın görevi, teknolojinin ışıltılı bir ürünü olan araba unsurunu cinsel bir imge olarak ele alıp insanları böylesi bir dünyaya karşı uyarmak. Bitirmeden önce, bu kitabı okumanızı da tavsiye ettiğimi belirtmek istiyorum.
Evet, şimdilik bu kadar yeter. Bir sonraki durağımız Borges'ten Alef olacak. Hemen ardından da bugün okumayı bitirdiğim Hermann Hesse'den Siddhartha'yı yazacağım. Görüşmek üzere...
Biraz Ballard'dan bahsedeyim sizlere. Kendisini ben de bu kitapla tanımış bulundum. Kendisi 1930da doğmuş, hala hayatta olan bir yazardır. Ballard Şangay'da doğmuş. Japonlar Şangay'ı işgal ettikten sonra ailesiyle birlikte toplama kampına gönderilmiş ve birkaç yılını orada geçirmiş. Savaştan sonra İngiltere'ye gitmiş.
Ballard'ın kitaplarında bir "dystopia" (utopia'nın tersi) teması hakim. Bu da şu demek: ütopik bir toplumun karakterleri sayılan uyumluluk, yücelik, mükemmelliğin aksine Ballard'ın kitaplarında insanlığın sefaleti, içine düştüğü çürüme, şiddet, hastalık hakim durumda.
Çarpışma da tam olarak distopyaya uygun düşen tarzda bir kitap. Öncelikle söylemeliyim ki, bu kitabın birçok insanı rahatsız edeceğini, filmdeki sahneler yüzünden yarısında çıkan seyirciler benzeri "kitabı yarıda bırakma" eylemi yaratabileceğini düşünüyorum. Bunu söylememin sebebi Çarpışma'nın türünün belki de tek örneği olması ve teknoloji-şiddet-cinsellik üçlüsünü harmanlaması. Kitabın içindeki bazı betimlemeler insanın normallik anlayışını zorlayacak derecede. Bana kalırsa böylesi bir tarz gerekli ve yararlı, ama sizi bilemem tabi.
Kitabın konusuna gelince. Ballard'ın kendi ismini James Ballard isimli baş kahramanımızın dilinden ilerliyor kitap. Normal bir modern insan olan, Catherine isimli karısıyla yozlaşmış, iki tarafın da birbirini aldatıp durduğu bir evlilik yürüten James bir akşam büyük bir otomobil kazası geçiriyor ve bir adamın ölümüne sebep oluyor. Böylesi bir kaza James'in hayata ve topluma bakışını kökünden değiştiriyor. Kazadan sonra tanıştığı, araba kazaları ve bunların cinsel imgeleri konusunda sapkın ve takıntılı görüşlere sahip Vaughan'ın etkisiyle, araba kazalarına bağımlı hale gelen, araba objesine karşı büyük cinsel uyarılmalar duyan bir kişi haline dönüşmeye başlıyor yavaş yavaş. Dahası karısı Catherine ve kitapta tanıdığımız başka başka kişiler de (James'in öldürdüğü adamın karısı olan ve bir süre sonra James ile cinsel ilişkiler yaşamaya başlayan Helen de dahil) bu yola çekiliyorlar.
Çarpışma, biraz önce bahsettiğim gibi, alışık olmadığımız tarzda imgelerle dolu. Sadece arabalarda cinsel arzular duyabilen insanlar, bile bile araba kazası yapan kişiler, ünlüleri araba kazası yoluyla öldürme arzuları, çevreyi ve dünyayı arabalarla birleştirerek algılama ve dahası. Sanılmasın ki bütün bunların yarattığı kakafoni amaçsız ya da "aykırı kitap yaratma" amacıyla ortaya konmuş bir şey. Aksine Ballard'ın verdiği bir mesaj var.
Ballard'ın Çarpışma'da üstüne düştüğü tema insanın ürettiği teknolojilerin onun hayatına hükmetmeye başlaması ve insan elinden çıkma ürünlerin insan hayatını yoketme gücüne kavuşması. Ballard'a göre insanın bugünkü doymakbilmezliği geleceği yokediyor ve her isteğimizin, her arzumuzun doyurulduğu, gerçek olmayan ama gerçek diye bize sunulan bir dünyanın içinde yaşıyoruz. İşte böylesi bir dünyanın içinde teknoloji ve onun ürünleri bizi her yönden, ışıltılı, erotik, arzulara hitap eden yöntemlerle çağırıyor. Ballard'a göre, Çarpışma'nın görevi, teknolojinin ışıltılı bir ürünü olan araba unsurunu cinsel bir imge olarak ele alıp insanları böylesi bir dünyaya karşı uyarmak. Bitirmeden önce, bu kitabı okumanızı da tavsiye ettiğimi belirtmek istiyorum.
Evet, şimdilik bu kadar yeter. Bir sonraki durağımız Borges'ten Alef olacak. Hemen ardından da bugün okumayı bitirdiğim Hermann Hesse'den Siddhartha'yı yazacağım. Görüşmek üzere...
raşitcim şu kadar kitap yazın içinde en çok bunu sevdim, ben bu tarz kitapları okumayı seviyorum. ne kadar görünmesem de anarşist bir iç dünyam var.
YanıtlaSilbenden sana tavsiye yine aynı yayınevinden çıkan chuck palahniuk'un dövüş kulübünü, gösteri peygamberi ve çarpışmayı okuman. ikisinin de filmi var biliyorum ama kitabın yerini tutmaz. gösteri peygamberi çok benziyor bu çarpışmaya anladığım kadarıyla. hatta bu arada kitabı salı günü getirsene:)
bu kitap zar adama benziyo yav. onun yazarı Ballard amcadan etkilenmiş baya sanki.onda da zarların sunduğu her seçenek mübah deyip insanlar zara tapmaya başlıyordu.cinsellik baya ön plandaydı yine.okumadıysan oku hacı, o da güzel.ben hala şibumi okuyom, anca, eheheh
YanıtlaSil-meli malı listeme ekledim kitabı da filmi de,hesse yazını da merakla bekliyorum raşit bey:)
YanıtlaSil